23 Haziran 2010





Hani vardır ya orası yaz köşesi burası kış köşesi;işte tam da burası her mevsimin köşesi...Bazen sıcak bazen soğuk.Bazen sesli bazen sessiz.Çoğu zaman alabildiğine sessiz, huzur köşesi.
Hafiften tazelik kokusu, elini uzatınca tutulabilecek özgürlük.Hepsi, hepsi benim.
Renkler diyarı taşkışlada tamda istediğim renk burası,renkler bütünü.
Camın verdiği o garip his.Malzeme olarak gördüğümüz camın mekan algısında yarattığı o his.Bunu yaşıyor olmak ve yine huzur.
Tamda benimseyemediğimiz o aitlik duygusu geldiğinde koşa koşa gidilen özel yer.Azıcık tazelik kokusu, bazen biraz toprak,yağmur kokusu, birazcık uzağındaki mavi, elini uzatsan senin;özgürlük senin gibi.Kafanı her çevirişinde gördüğün,değişik anlamlar yüklediğin o cisimler.
Yavaş yavaş kabulleniş;ait olduğun buralı olduğun duygusunun yayılışı benliğine.Hepsi benim.
Garipten bir müzik sesi eşlik ediyor gibi.Ama görünen kimsecikler yok.Ara ara çıkıp inen insan sesleri;kalıcı değiller hemen sonlanıyorlar.Müzik onlardan değil; nereden geliyor ki ses.Evet biraz derinden, uzaktan ama çokta uzaktan sayılmaz.Aynı zamanda yanı başımdan çıkıyor gibi müzik.İstanbul'un sesi,müziği bu.Buracıkta İstanbul u yaşayabilmek.Yabancı yüzler olmadan, hareketli dudaklar görmeden, yorulmadan İstanbulun çaldığı müziği buradan duyabilmek.Taşkışlanın her mevsim köşesi, koskoca İstanbula böyle döndü işte.Adımlar, koridorlar, kapılar, temiz hava, küçük yeşillik, sessizlik ve sonunda İstanbul...
İstediğinde kapıyı aralayıp karton kokusuna, ahşaba, yapıştırıcının kokusuna geri dönebilmek.İstediğinde yine açılsın kapılar.Çoğu zaman kokularıma kahve kokusunuda eklemek değişmez gerçek gibi.Bastığın yer de bir garip; eski değil, yeni değil.Acaba burası tamamen toprak olsaydı nasıl olurdu.Canı sıkılan koşarak gelseydi.Ayakkabıılardan kurtulup atsaydı kendini yalınayak toprağın huzuruna.Belki benim hissettiğimi hissedemeyen böylece anlardı satırlarımın anlamını...
Nereden bahsediyorduk?Her mevsimin köşesinden.Bu yazıyla koydum adını;her mevsim köşesi olsun burası..

Hiç yorum yok: